BU SOYTARIYA KİM HADDİNİ BİLDİRECEK?
OSMAN PLAMUT

Böyle şirret bin senede bir gelir
Tufan gibi geldiğinde pir gelir
Her lokması mazlum kanına bulanır
Konuşurken söz yerine ağzından pislik akar.
Öyle olmadı mı?
Netanyahu’nun her konuşmasında ağzından pislik akmıyor mu?
Önce mazlumların yerlerini yurtlarını başlarına yıktı, yetinmedi yurtlarından
sürdü ve şimdide almış olduğu bir kararla Filistinli kardeşlerimizin yerlerini
yurtlarını işgale hazırlanıyor.
Su yok,
Ekmek yok,
Hastane yok,
Hastaneyi ilaç dahi yok,
Anlayacağınız bir millet ülkesinden sürgün ediliyor.
Peki, bizler ne yapıyoruz?
Tıpkı Avrupa aleminin yaptığı gibi, yaptığımız tek şey Netanyahu vampirini
kınamaktan öteye gidemiyoruz.
Artık kınamanın ötesine geçmek lazım.
Bakın Gazzeli bir doktor ne diyor;
“Gazze altı yüz günü aşkın süredir katliam, yıkım ve kuşatma altında, binlerce
şehit on binlerce yaralı verdi. Bir halk dünyanın gözleri önünde bir yandan
ateşle, diğer yandan açlık ve kuşatmayla yok ediliyor. Bunu görmüyor musunuz?
Bu zulmün sürmesi sizin bize sırt çevirmeniz değil midir?
Allah’ın emrettiği iman kardeşliği nerede? Konuşmalarda dile getirdiğiniz
kardeşlik görevi nerede? Mescid-i Aksa ve mukaddes topraklarla ilgili üzerinize
farz olan sorumluluğunuz nerede?”
Evet,
İsrail Gazzenin işgal planını onayladı.
Gazzeli kardeşlerimizi yerlerinden yurtlarından sürülerek başka ülkelere
gönderilecekler ve Netanyahu’nun bu alçaklığını İslam ülkeleri yalnızca
seyrediyor.
Sonuç olarak;
Cehennemin odunlarından olan Netanyahu karaktersizinin yarın komşu
ülkelerden, daha da ötesi Türkiye’den toprak talebinde bulunmayacağını kim
garanti edebilir?
İşte bu sebeple, bu vampire gerek diplomatik veya gerekse anladığı dilden
haddini bildirmenin zamanı gelmiştir diyorum.