EYLÜL NOTLARI
Tüm bunlar eylülün ince işçisi.
Eylül… Yarısı telaş yarısı hüzün. Yazdan kalma güneşler çıkar öğleye doğru, isabet ettiği gözü
kamaştırsa da öyle yazın yakan güneşi değildir artık ve hoşa gider sevindirir bünyeyi. Romantizmin
boca edildiği eylül şiirlerine bakmayın siz; sonbaharın tâ başı, yazınsa demidir eylül. Telaş basar en
çok anneleri ve kuşları. Okula hazırlanan çocuklar, kışa erzak telaşı annelere dairdir. Kuşlara
bakmayın siz sıcağa olan düşkünlüklerinden eylüle vefasızlık, gittikleri gibi gelirler nasılsa bir nisan
yağmurunda. Onca yaz neşesi çoğunlukla sessizliğe bürünmüş; o sessizliğe de en çok sarı seven
aşıklar sevinmiş. Eylül bu birazı şaka. Bir varmış havanın sıcağı bir de yokmuş tıpkı hayat gibi.
Eylülde kavuşur mu ayrı kalmış sevenler ? Eylülde iyi haber verir mi bültenler? Ya da döner mi
gurbeti mesken tutmuş özlenenler? Bunlar da eylülün merakıdır işte. Aylardır açık bırakılan bahçe ve
balkon kapıları usulca kapatılır . Sabah ayazı istenmeyen gerçek gibi üşütse de çıplak ayakları; kuşluk
vaktinin sarı güneşi yaşam sevinci olmayı da iyi bilir tıpkı keyif kahvesi gibi.
“Şemsiyeni koy çantana belli olmaz iniverir yağmur. Sırtına bir şey al aldatır bu güneş çelik gibi
oluyor hava akşam üstleri. Bol vitamin almak lazım bünyeyi güçlü tutmalı mazallah mevsim geçişleri
kolay değil hastalık bir hapşırık ötesi.”
Pekmezler ısmarlanır Nevşehir’e, Kaman’dan ceviz. İkisi birleşir ver elini cevizli pekmezli sucuk,
Beypazarı ağzıyla köfterlik. Tüm bunlar eylülün ince işçisi.
Hayatın hızlı akışı içinden geçerken bu ay diğer ayların hepsinden daha telaşlı ve eli çabuktur, kışa
hazırlar dünyayı. Kurumuş sarı yaprakların çıtırtısını ekime hazırlar çeyiz gibi. Yani tüm o romantik
sonbahar yaprakları eylülün çeyizidir aslında.
Kuğulu havuzların başında ellerin üşümüş sözleri işitilmeye başlar, eller üşür sahiden yürekler sıcak
olsa da o eller üşür. Mevsimdir eylül sadece bir ay değildir. Tüm sonbaharın efendisi, önderi, kışı
baştan çıkaranıdır.
İnsan babasından mektup bekler, annesinden sevilmek. Terk edilmişlikleri unutmak, sevinçle gülmek
ister. Sevinmek ister, en çok sevmek sonra sevilmek ister. Eylül bu ! insan da ne çok şey ister. Hayata
rehin bıraktığı mutluğunu ister, eski bir sevdayı yeniden ister, belki yaş almalarını izler. Geçip giden
onca zaman, kalbinin gizli köşesinde insanın içini ara sıra sızlatan küçük bir çocuk bırakmıştır
ağlarken. İşte eylülde hele de akşam üstleri avutulamaz o çocuk coşar da coşar. Bazen katıla katıla
ağlar çoğunlukla da için için. Aslında eylül tam da bunun için yani hüzün için. Hesabı tutturduk yine
yarısı telaş dedik yarısı hüzün.
Bir turuncu eylül akşamında eller üşür, hırka olur omuzda ve hırkanın cepleri de üşüyen eller için.
Dolunaya birkaç akşam kaldıysa da dolu dolu hilâl de üşümüş yürekler için. Eylül sevilir ama en çok
sevdiğinle sezilir. Çok eylüller görelim çok sevelim en çok da sevilelim.
17 eylül 2021
Ayşe Gülçin İLHAN