Gazeteciye ateş püskürdü: Ya vazgeç ya mesleği bırak!

GAZETECİYE SERT YANIT: VAZGEÇEMİYORSAN MESLEĞİ BIRAK!

MHP grup toplantısının ardından gazeteciler Bahçeli'ye soru yöneltti. Gazeteci Hilal Köylü, Bahçeli'ye "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aranızda çözüm süreci konusunda bir görüş ayrılığı var mı?" diye sordu. Bunun üzerine Bahçeli'nin sert ifadeyle "Bir defa basın mensubu kardeşlerim, Türkiye’yi tahrik edici, yanlış bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçin. Geçemiyorsan mesleğini bırak!" diye yanıt verdiği duyuldu.

"ORTAK TÜRK ALFABESİ TÜRK BİRLİĞİ'NİN CEMRESİDİR"

Bahçeli'nin grup toplantısındaki konuşmasından öne çıkan satır başları ise şöyle:

• Ülkü birliğiyle aşılamayacak engel yoktur. Önemli ve kayda değer bir sonuç da ortak alfabe konusunda alınmıştır. Bu gelişme tarihi bir adımdır, makus talihin ters döndüğünün işaretidir, Türk kültür hayatının diriliş beyannamesidir. Ortak Türk alfabesi Türk Birliği'nin cemresidir.

• İsrail’in durdurulması, ateşkes rejiminin temini ardından iki devletli barış ortamının tezahürü, sadece Orta Doğu için, dünyanın tamamı için güvenlik ve sükunet gereğidir. Dünya namlu ucundadır. Uluslararası sistem sancılıdır.

ABD'DE TRUMP'IN SEÇİLMESİ

• Sayın cumhurbaşkanımızı devirme planları tuzla buz olmuştur. Değişen ve devrilen Biden'dan başkası değildir. Yepyeni ve temiz bir sayfa açılmalıdır. Asıl mesele milli çıkarlarımızdır. Türkiye ile ABD arasında çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Trump ilk döneminden farklı olmalıdır.

• ABD'deki partilerin içimizdeki havarilerine diyorum ki gelin bozkurtu görün, bozkurtla yürüyün!

"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İÇİN SON YAKLAŞTI"

• Önümüzdeki süreçte ülkemizin terör kamburundan kurtarılması muhakkak bir hakikattir. Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip hem silahlı teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken gayri meşru bir durumdur. Bu vahim çelişkinin yörüngesine sabitlenip hıyaneti gerçekleştirmeye hatta demokrasiyi silah gibi kullanmaya kimsenin yok. Silah varsa, hıyanet varsa demokrasi yoktur.

"OYUMUZ ARTIYORMUŞ, AZALIYORMUŞ... VATAN TEHDİT ALTINDA!"

• Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Oyumuz artıyormuş, azalıyormuş; vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir! Böyle bir şeyi reddediyoruz. Terörün bitmesi milli ülküdür. Değil elimizi, gövdemizi dahi sıradağların altına sere serpe yatırmaya hazırız, kararlıyız.

• Siyasi ganimet avına heveslenerek bunun üzerinden siyaset yapan zübüklere ve zillet simalarına Türk milleti en etkili cevabı mutlaka verecektir. Orak çekiçli gelecek tasarlayan martaval siyasetçilerin mücadelemizi kundaklamasına müsaade etmeyeceğiz.

"ŞEYH SAİT VE ŞEYH RIZA YAŞADIKLARI DÖNEMİN HAİNLERİDİR, HAK ETTİKLERİ GİBİ CEZALANDIRILMIŞLARDIR"

• Belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılması altında CHP ile DEM'in tek yumrukta birleştiği belgelenmiştir. CHP Genel Başkanı, siyasi istikbalini PKK'nın emellerine ve mağara deliklerine devretmiştir. DEM eş başkanının Şeyh Sait ve Şeyh Rıza güzellemesi, kimin nerede durduğunu ve terörle nasıl bir ortaklık içinde olduğunu gözler önüne sermiştir. Şeyh Sait ve Şeyh Rıza yaşadıkları dönemin hainleridir, hak ettikleri gibi cezalandırılmışlardır. DEM'in silahtan uzaklaşmaması, elbette Türk Ceza Kanunu gereğince ele alınmalıdır.

MANSUR YAVAŞ'A 'KONSER' TEPKİSİ