HAKAN BÜLENT’İN ARDINDAN
OSMAN PALAMUT

Bugün tam 28 gün oldu Hakan Bülent Yardımcı’nın bu dünyaya veda edişi.
Bir film şeridi gibi gelip geçiyor gözlerimin önünden, cezaevi yolculuğu.
Dünya hayatının son demlerinde ekmek verdiği bir kalleşin iftirası sonucu hepimiz
tutuklanmış 9 ay kadar yüksek güvenlikli bir hücrede birlikte kalmıştık.
Aynı gün aynı saatte birlikte devletimizin güvenlik güçlerine teslim olduk ve birlikte cezaevine
gittik.
Aynı hücrede;
Birlikte yedik,
Birlikte içtik,
Birlikte özlem çektik,
Birlikte duygularımızı paylaştık.
Anlayacağınız 7-24 bir arada takdir edilen iftira cezasının sayılı günlerini tamamladık.
Bizden yaklaşık bir ay kadar önce Rifat Söylemez cezaevine gitmiş ve bizden sonrada
Abdurrahim Haklıkul gelmişti.
Son 3 ayda, Rifat Söylemez ve Abdurrahim ile dördümüz aynı koğuşu paylaştık.
Koğuş arkadaşım Hakan Bülent Yardımcı’nın muhterem eşi ilerlemiş yaşına rağmen her açık
veya kapalı görüşte cezaevine gelerek eşine moral vermeye çalıştı.
Vefat haberini duyduğumda iki satır yazıyı yazamadım ve bu da ayrı bir üzüntü kaynağı oldu.
Ani ölüm bizleri üzmüştü,
Ve işin acı tarafı cenazesine ayağımda meydana gelen ciddi rahatsızlık sebebiyle katılamadım
Ancak şimdi neden yazma ihtiyacı hissettim?
İşte burası önemli ve önemli bir sebebi var.
Hakan Bülent Yardımcı, Osman Palamut, Rifat Söylemez, Taner Talaş ve Abdurrahim Haklıkul
hakkında uydurdukları iftira dolu hayali ifadelerle bizleri ceza evine gönderen karaktersiz
aşağılık gazeteci bozuntusu şahsiyetlerden bir kısmı, Hakan kardeşimin vefatından sonra
timsah göz yaşları dökerek gazetelerindeki köşelerinde günah çıkarmaya çalıştılar.
Bu olmadı.
Mahkeme sürecinden önce ve sonra, “Fetöcüler yakalandı, Fetöcüler tutuklandı” gibi
manşetler atarken, utanmaz şahsiyetsizler 11. Ağır Ceza mahkemesinde hakkımızda oy
birliğiyle beraat kararı verildiğinde, çalışmış oldukları gazetelerinde tek bir satır yazmaya
tenezzül etmediler.
Çünkü onlar beraat edişimizi hazmedemediler ve hazmedilmediği için kararı istinafa
götürdüler.
Sormak istiyorum;
Hakan Bülent Yardımcı kardeşimizin vefatından sonra neden övgüler dizmeye çalıştınız?
Bu tavır yüzlülük değil midir?
İşte tamda burada Efsane Radyo’nun sahibi Ahmet Duran kardeşimi tebrik etmek istiyorum,
Konuyu bilmeden Hakan Bülent Yardımcı hakkında güzellemeler yapan gazetecinin sözlerini
paylaştığını gördüğümde kendisine mahkeme sürecinde bizlerle ilgili tutumunu anlattım.
Gazetecilik ruhunu taşıyan omurgalı kardeşim, paylaşımdaki yazıyı anında kaldırdı.
İşte gazetecilik buna derim
Başka söze gerek yok sanırım.
Ve Mekanın Cennet olsun koğuş arkadaşım Hakan Bülent Yardımcı.