Kara Çarşamba İSA TATLICAN Yazdı
Devletin zirvesinde anayasa kitapçığı kavgası
Parlamenter sistemdeki en büyük siyasi sarsıntı 2001 yılında gerçekleşti. MGK toplantısında Başbakan Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatan Cumhurbaşkanı Sezer'in bu tavrı "Kara Çarşamba" olarak adlandırılan büyük bir ekonomik ve siyasal krize dönüştu
İstikrarsız koalisyonlar dönemi 1999 seçimlerinin ardından da Türkiye'nin yakasını bırakmaz. 18 Nisan seçimlerine, Devlet Bahçeli'nin MHP'sinin yükselişi, Baykal'ın CHP'sinin meclis dışında kalması damga vurur. Hükümeti kurma görevi yine Ecevit'e verilir. DSP, ANAP ve MHP ile Türk siyaset tarihinin son koalisyon hükümeti (ANASOL-M) kurulur.
KRİZLERLE DOLU SON KOALİSYON
Ecevit'in Başbakanlığındaki Hükümet, Süleyman Demirel'in görev süresinin sona ermesinin ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterir
330 milletvekilinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Sezer, halktan kopuk bir yönetim tarzı benimsemesi, hükümetle uyumsuzluğu ve Çankaya Köşkü'nde uyguladığı başörtüsü yasağı çok fazla eleştirilir. Büyük umutlar beslenen Ecevit'in Başbakanlığındaki koalisyon hükümeti Türkiye'nin ekonomik sorunlarına çözümler üretemez. MGK'da yaşanan tuhaf bir kriz, Türkiye tarihinin en büyük siyasi ve ekonomik krizine dönüşür.
ANAYASA KİTAPÇIĞI KRİZİ
Ekonomi patlama noktasına gelmiş, piyasalar küçük bir kıvılcım beklemektedir. O kıvılcım 19 Ocak 2001 tarihinde MGK toplantısında büyük bir yangına dönüşür. Cumhurbaşkanı Sezer'in Başbakan Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatması "Kara Çarşamba" olarak bilinen Türkiye tarihihinin en büyük ekonomik krizine neden olur.
2001 EKONOMİK KRİZİ
Anayasa kitapçığı krizi, Türkiye ekonomisinde sarsıcı bir etki yaratmıştır. Borsa'da sert düşüşler devam eder. Gecelik faizler yüzde 760'a kadar yükselir. Borsada gecelik faiz yüzde 3000'e dayanır. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel istifa eder.
Türkiye ekonomisi, Dünya Bankası tecrübesi bulunan Kemal Derviş'e teslim edilir. Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde işyerlerini kapatma noktasına gelen esnaf yürüyüşleri başlar. Döneme damgasını ise Bülent Ecevit'e bir esnaf tarafından fırlatılan yazar kasa damgasını vurur.
Ecevit'in sağlık sorunları ise Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye başlar. Bazı köşe yazarları Ecevit'i itibarsızlaştıracak yazılar kaleme alır. MHP lideri Bahçeli erken seçim için son sözü söyler. Seçim tarihi 3 Kasım 2002 olarak belirlenir.
Bu 21 yıllık dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan için hiç de kolay olmadı. 2008 yılında kapatma davası açıldı. 27 Nisan 2007'de askerin son muhtırasının muhatabı oldu. 2013 yılında Gezi ayaklanması, 2014 yılında Kobani ayaklanmasını milletten aldığı güçle püskürtmeyi bildi. 15 Temmuz 2016'da FETÖ darbe girişimi, Erdoğan'ın önderliğinde başarısız oldu Son 21 yılda temel hak ve özgürlüklerde başdöndürücü gelişmeler yaşandı.
Başörtüsü yasağı sona erdi. Kürtçe'nin önündeki engeller kaldırıldı. Alevi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Gayrimüslim azınlıkların hakları verildi.
Tek parti iktidarının ülkede oluşturduğu istikrar her alanda kendini gösterdi.
Savunma sanayiinde tarihi adımlar atıldı.
Milli Enerji hamlesi gerçekleştirildi.
Diplomaside artık güçlü Türkiye var.
Mavi Vatan'da ve Ege'de haklarımız savunuldu.
Yatırımlar hiç hız kesmedi, havalimanları, şehir hastaneleri, hızlı trenler, köprüler, tüneller yapıldı.
Milli otomobil üretim artık satış aşamasına geldi.
Sanayi üretimi ve ihracatta rekorlar kırıldı.
EYT, sözleşmeli personel ve 3600 ek gösterge gibi kronik sorunları çözüldü.
14 MAYIS TARİHİ DÖNÜM NOKTASI
Türkiye 14 Mayıs'ta yeniden sandık başına gidiyor. Dünyada birçok gazete ve ajans, Türkiye seçimlerini 2023 yılının en önemli seçimi olarak görüyor. Türkiye, 14 Mayıs'ta sadece Cumhurbaşkanı ve Milletvekillerini seçmeyecek. Ülkemizin 21 yıldır elde ettiği kazanımları korumak ve istikrar için sandık başına gideceğiz.
Parlamenter sistemin dayattığı koalisyonlar dönemine geri dönmemek, 12 günde yıkılan hükümetleri, devletin tepesindeki kayıkçı kavgalarını tekrar yaşamamak için oy kullanacağız. Asrın felaketinin yaralarını sarmak, kalıcı konutları tamamlamak, fay hatlarında yaşayan şehirleri yeniden imar etmek için tercihimizi yapacağız
TANSU ÇİLLER
(50-51-52. HÜKÜMET BAŞBAKAN)
'KOALİSYONLAR ASKERİ DARBELERDEN BETERDİR'
Bir koalisyonun başbakanı olmuştum. Türkiye'nin ekonomisini düzeltecek, 40 milyar dolar kazandıracak bir projem vardı. Türkiye'nin borcu 20 milyar dolardı. Telefonun bir kısmını satalım dedim. 40 milyar dolar gibi bir proje gelmişti önümüze. Sabahlara kadar çalıştım.
Bunu koalisyondan bir bakan ve muhafeletle birlikte Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve engelediler. Onu başarsaydık 5 Nisan kararları yaşanmayacaktı. Darbeler Türkiye'ye büyük zarar verdi. Koalisyonlar darbelerden beterdir. Ben durup dururken 'Siyasi manşet olsun diye bunu milletin önüne umut diye koyarsanız bu ihanettir' diye boşu boşuna söylemem.
BÜLENT AKARCALI
(ANAP ESKİ TURİZM BAKANI)
DEMİREL VE ÖZAL'IN HAYALİ BAŞKANLIKTI
Türkiye'nin kalkınma hamleleri hep çoğunluk iktidarı dönemlerinde oldu. Koalisyon dönemlerinde hep geriye gittik. Bütün kurumlar kaybetti. ANAP'ın tek başına iktidar olduğu dönemlerdeki ekonomik kazanımları 90'lardaki koalisyonlarda yitirdik. Turgut Özal ve Süleyman Demirel koalisyonların ülkeleri geriye götürdüğünün farkındaydı.
Bu iki liderin hayalinde Başkanlık sistemi vardı. Ama gerçekleştirmeye güçleri yetmedi.1999'da kurulan ANASOL-M Hükümeti belki de en dengeli koalisyondu. Ama o koalisyon bile başarılı olamadı. 2001 krizi o dönemde oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne koalisyonlardan kurtulmak için geçtik, dönüş olmamalı.
MEHMET SEVİGEN
(DYP-CHP KOALİSYONU DEVLET BAKANI)
6'LI MASA, TARİHİN EN KÖTÜ KOALİSYON PROJESİ
2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmelettin İhsanoğlu dayatmışlardı. Kılıçdaroğlu bugün bize 7 tane Ekmelettin İhsanoğlu dayatıyor. Birbirine benzemeyen 7 tane Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Bu projenin adı 7 Kocalı Hürmüz Koalisyonu. Koalisyonlar ülkelere zarar veriyor deniliyor.